Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Tanzimat fermanı, modernleşme tarihinde bir dönüm noktasıdır. Batılılaşma düşüncesinin, değişmekte olan Osmanlı toplumsal, siyasi ve iktisadi yapısına bir cevabı olarak karşımıza çıkar.
Yinede Tanzimat kendi içinde tamamen tutarlı politikaların benimsendiği bir dönem olmadığı bilinmektedir. Yeni Osmanlılara göre Tanzimat Fermanı sadece Batı'daki devletlerin isteklerine boyun eğmek ve halktan kopmuş bir elitin reformları olarak düşünülmüş, fermanı yeterince radikal olmamakla ve Batı taklitçiliği olarak suçlamışlardır.
Ayrıca tanzimat sonucu Müslüman halk Batı'ya yaranma çabasındaki devletin kendisini unuttuğunu daha sonra artacak isyanlarla her fırsatta dile getirmiş, gayri Müslim azınlıklarsa ne şekilde olursa olsun Osmanlı'nın gayri Müslim unsurları olmaktansa bağımsız devletlerinin vatandaşları olmayı tercih ettiklerinden Tanzimat Fermanı'nın kendilerine tanıdığı hakları pek dikkate almamışlardır.
Fermanın her şeyden önce amacı imparatorluğun dağılmasını önlemektir. Ama dönemin reformlarını sadece bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilmiş medeniyet, ilerleme, akıl, eşitlik, hukuk, kanun, hürriyet gibi kavramları bu reformlar vasıtasıyla Osmanlı siyasetinde ve yaşam tarzına girmiştir bu açıdan ferman önemlidir diyebiliriz.
Ayrıca padişahın yetkilerinin kısıtlanması ve Babıâli bürokratlarının yönetime kısmen egemen olması eski siyasi anlayışın artık değişeceğinin ilk habercilerinden olması bakımından önemlidir. Yani keyfiliği rasyonelliğe dönüştürme çabaları Osmanlıda başlamıştır.
Bu yeni düşünce yapısı ancak elit bir kısım içinde yer etmiş ancak bu aydın sınıf sonraki radikal değişimlerin başlamasında etkili olduklarınını biliyoruz. Kısaca Tanzimat Fermanı Osmanlıdaki siyasi ve toplumsal yapı üzerinde dönüşümün başlangıcı olmuştur.
III. Selim, II. Mahmut ve Tanzimat düzenlemeleri bir bütünün parçalarıdır. Dolayısı ile bu çalışmalar bir bütün olarak düşünülmelidir. Bunların amacı, her şekilde Osmanlı Devleti’nin varlığının sürdürülmesiydi. Bu amaç XIX. yüzyıl dünyası için sağlanmış oluyordu.
Adı geçen iki sultan yenilikçi eylemleri için taban bulamamışlardı. Bu yeniliklerin ekonomik kaynaklarının bulunamaması, yeni bir düzen kurma gereğine inanmış bir teknik kadronun olmaması ve düzenlemelerin gerekliliğinin halka anlatılamamış olması önemli sorunlar oluşturdu. Düzenlemeler çoğu kez temelden çok dış görünüşe yöneliyordu. Yasal değişiklikler ise bir çok kez tam olarak uygulanamıyordu. Bu olumsuzluklar, Osmanlı reformlarının sonuç olarak başarılı olmasına engel olmuştur.
Osmanlı düzelti çalışmalarının bir özelliği de geleneğe pek dokunmadan yapılan reformlar olmasıdır. Nitekim bu dönemde yeni, modern kurumlarla birlikte, bir çok alanda geleneksel eski kurumlar da korunmuştur. Bu da toplumda bir ikilem (düalizm) oluşturmuştur. Kabaca alaturka/alafranga, eski/yeni, geleneksel/modern hata doğulu/batılı olarak isimlendirilebilen bu ikilem toplumda çatışmalar yaratmıştır. Toplum hem eski olandan tam kurtulamamış, hem de yeniye tam girememiştir. Bir çok konuda benzeri ikilemler günümüz Türk toplumunda da görülebilmektedir.
Osmanlı düzeltim hareketlerinde yenilikçilerin kapsamlı bir düzeltim projeleri yoktu. Genel bir modernizm amacı üzerine kurulmaya çalışılan değişimler bir çok kez kendi iç dengelerinde çatışmalar yaratmıştır. Örneğin vergi düzenlemeleri çerçevesinde iltizam sistemi kaldırılıyor fakat yerine düzgün bir sistem kurulamadığı için iki yıl sonra tekrar geriye dönülüyordu. Bir bakanlık kuruluyor birkaç yıl sonra o bakanlık kapatılıyor sonra tekrar açılabiliyordu. Bu da reformlara olan inancı azaltıyordu.
Osmanlı İmparatorluğu’nun uluslararası politikadaki sorunları sonucunda Batı’ya olan gereksinimi da artmış bu da İmparatorluğu Batı etkisine savunmasızca açmıştır.
Yunan İsyanı, Mısır sorunu, Osmanlı-Rus ve İran savaşları Osmanlı yönetimini bunaltmış, bu çerçevede Osmanlı yönetimi, Batı’ya daha fazla yanaşmıştır. Bu da batılı diplomatların Osmanlı yönetimine karışmalarını mümkün kılmıştır.
Uluslararası sıkışıklığa koşut, iç politikada da önemli sorunlar kendisini gösterdi. Fransız Devrimi paralelinde ortaya çıkan milliyetçi hareketler, Osmanlı tebaası içinde gayrimüslimler arasında önemli bir taraftar buldu. Tanzimat uygulamaları içinde Müslümanlarla gayrimüslimler arasında yaşanan çekişmeler ve farklı hoşnutsuzluklar reformlara karşı bir toplumsal karşı duruşu ortaya çıkardı.
Toplumun çok büyük bir kesiminin geleneklerine bağlı bir kitle olduğu düşünülürse, Osmanlı reformlarının toplumsal bir taban bulamamasının ve topluma sızamamasının nedenleri anlaşılabilir.
Osmanlı düzeltim hareketlerinin kesinlikle başarısız olduğu gibi bir sonuç da çıkarılamaz. Tanzimat reformları ile modernleşme süreci üst yapıda başlamış, Osmanlı yönetim ve düşünce yapısı batılı çağdaş kurum ve düşüncelerle tanışmıştır. Uygulamada sorunlar yaşansa da kurumlar yaratılmaya çalışılmıştır. Reform istekleri siyasal iktidardan ayrılıp, yeni Tanzimat aydınlarınca istenilir olmuştur. Osmanlı tarihinde ilk kez kamu oyu oluşmuştur. Sonuç olarak, her türlü duraksamalara rağmen Tanzimat düzenlemeleri, Osmanlı toplumu ve yönetimi için bir dönüşümün başlangıcı olmuştur.
Tarih: 2016-03-02 01:57:05 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Tanzimatın Demokrasi Süreci Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Yinede Tanzimat kendi içinde tamamen tutarlı politikaların benimsendiği bir dönem olmadığı bilinmektedir. Yeni Osmanlılara göre Tanzimat Fermanı sadece Batı'daki devletlerin isteklerine boyun eğmek ve halktan kopmuş bir elitin reformları olarak düşünülmüş, fermanı yeterince radikal olmamakla ve Batı taklitçiliği olarak suçlamışlardır.
Ayrıca tanzimat sonucu Müslüman halk Batı'ya yaranma çabasındaki devletin kendisini unuttuğunu daha sonra artacak isyanlarla her fırsatta dile getirmiş, gayri Müslim azınlıklarsa ne şekilde olursa olsun Osmanlı'nın gayri Müslim unsurları olmaktansa bağımsız devletlerinin vatandaşları olmayı tercih ettiklerinden Tanzimat Fermanı'nın kendilerine tanıdığı hakları pek dikkate almamışlardır.
Fermanın her şeyden önce amacı imparatorluğun dağılmasını önlemektir. Ama dönemin reformlarını sadece bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilmiş medeniyet, ilerleme, akıl, eşitlik, hukuk, kanun, hürriyet gibi kavramları bu reformlar vasıtasıyla Osmanlı siyasetinde ve yaşam tarzına girmiştir bu açıdan ferman önemlidir diyebiliriz.
Ayrıca padişahın yetkilerinin kısıtlanması ve Babıâli bürokratlarının yönetime kısmen egemen olması eski siyasi anlayışın artık değişeceğinin ilk habercilerinden olması bakımından önemlidir. Yani keyfiliği rasyonelliğe dönüştürme çabaları Osmanlıda başlamıştır.
Bu yeni düşünce yapısı ancak elit bir kısım içinde yer etmiş ancak bu aydın sınıf sonraki radikal değişimlerin başlamasında etkili olduklarınını biliyoruz. Kısaca Tanzimat Fermanı Osmanlıdaki siyasi ve toplumsal yapı üzerinde dönüşümün başlangıcı olmuştur.
Tanzimatın Getirdikleri
III. Selim, II. Mahmut ve Tanzimat düzenlemeleri bir bütünün parçalarıdır. Dolayısı ile bu çalışmalar bir bütün olarak düşünülmelidir. Bunların amacı, her şekilde Osmanlı Devleti’nin varlığının sürdürülmesiydi. Bu amaç XIX. yüzyıl dünyası için sağlanmış oluyordu.
Adı geçen iki sultan yenilikçi eylemleri için taban bulamamışlardı. Bu yeniliklerin ekonomik kaynaklarının bulunamaması, yeni bir düzen kurma gereğine inanmış bir teknik kadronun olmaması ve düzenlemelerin gerekliliğinin halka anlatılamamış olması önemli sorunlar oluşturdu. Düzenlemeler çoğu kez temelden çok dış görünüşe yöneliyordu. Yasal değişiklikler ise bir çok kez tam olarak uygulanamıyordu. Bu olumsuzluklar, Osmanlı reformlarının sonuç olarak başarılı olmasına engel olmuştur.
Osmanlı düzelti çalışmalarının bir özelliği de geleneğe pek dokunmadan yapılan reformlar olmasıdır. Nitekim bu dönemde yeni, modern kurumlarla birlikte, bir çok alanda geleneksel eski kurumlar da korunmuştur. Bu da toplumda bir ikilem (düalizm) oluşturmuştur. Kabaca alaturka/alafranga, eski/yeni, geleneksel/modern hata doğulu/batılı olarak isimlendirilebilen bu ikilem toplumda çatışmalar yaratmıştır. Toplum hem eski olandan tam kurtulamamış, hem de yeniye tam girememiştir. Bir çok konuda benzeri ikilemler günümüz Türk toplumunda da görülebilmektedir.
Osmanlı düzeltim hareketlerinde yenilikçilerin kapsamlı bir düzeltim projeleri yoktu. Genel bir modernizm amacı üzerine kurulmaya çalışılan değişimler bir çok kez kendi iç dengelerinde çatışmalar yaratmıştır. Örneğin vergi düzenlemeleri çerçevesinde iltizam sistemi kaldırılıyor fakat yerine düzgün bir sistem kurulamadığı için iki yıl sonra tekrar geriye dönülüyordu. Bir bakanlık kuruluyor birkaç yıl sonra o bakanlık kapatılıyor sonra tekrar açılabiliyordu. Bu da reformlara olan inancı azaltıyordu.
Osmanlı İmparatorluğu’nun uluslararası politikadaki sorunları sonucunda Batı’ya olan gereksinimi da artmış bu da İmparatorluğu Batı etkisine savunmasızca açmıştır.
Yunan İsyanı, Mısır sorunu, Osmanlı-Rus ve İran savaşları Osmanlı yönetimini bunaltmış, bu çerçevede Osmanlı yönetimi, Batı’ya daha fazla yanaşmıştır. Bu da batılı diplomatların Osmanlı yönetimine karışmalarını mümkün kılmıştır.
Uluslararası sıkışıklığa koşut, iç politikada da önemli sorunlar kendisini gösterdi. Fransız Devrimi paralelinde ortaya çıkan milliyetçi hareketler, Osmanlı tebaası içinde gayrimüslimler arasında önemli bir taraftar buldu. Tanzimat uygulamaları içinde Müslümanlarla gayrimüslimler arasında yaşanan çekişmeler ve farklı hoşnutsuzluklar reformlara karşı bir toplumsal karşı duruşu ortaya çıkardı.
Toplumun çok büyük bir kesiminin geleneklerine bağlı bir kitle olduğu düşünülürse, Osmanlı reformlarının toplumsal bir taban bulamamasının ve topluma sızamamasının nedenleri anlaşılabilir.
Osmanlı düzeltim hareketlerinin kesinlikle başarısız olduğu gibi bir sonuç da çıkarılamaz. Tanzimat reformları ile modernleşme süreci üst yapıda başlamış, Osmanlı yönetim ve düşünce yapısı batılı çağdaş kurum ve düşüncelerle tanışmıştır. Uygulamada sorunlar yaşansa da kurumlar yaratılmaya çalışılmıştır. Reform istekleri siyasal iktidardan ayrılıp, yeni Tanzimat aydınlarınca istenilir olmuştur. Osmanlı tarihinde ilk kez kamu oyu oluşmuştur. Sonuç olarak, her türlü duraksamalara rağmen Tanzimat düzenlemeleri, Osmanlı toplumu ve yönetimi için bir dönüşümün başlangıcı olmuştur.
Tarih: 2016-03-02 01:57:05 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx